For more detailed information about our Pixage services, you can visit our Pixage page!
Türk iş dünyasından yoğun ilgi gören Dijital Ekonomi Gecesi, KoçSistem Genel Müdürü Mehmet Nalbantoğlu’nun açılış konuşması ile başladı. İnovasyon Süreçleri Uzmanı Hari Nair ve Dijital Ekonomi Gurusu Jeff Bullas’ın konuk konuşmacı olarak katıldığı gecede, dijital ekonomi dinamikleri ve bu yeni modelde firmaların en verimli sonuçları alabilmeleri adına nasıl hareket etmeleri gerektiği konuları tartışıldı.
Gecenin açılış konuşmasını gerçekleştiren KoçSistem Genel Müdürü Mehmet Nalbantoğlu, bilgi teknolojilerinin, ekonomik ve sosyal alanda etkisini artırdığını, bugünün ve yarının güçlü ekonomilerini belirleyen en etkili silah haline geldiğini söyledi.
“Bulut, dijital ekonominin omurgasıdır, zekasıdır-beynidir ve hatta kan dolaşım sistemidir” diyerek bulut devriminin bu yeni çağa damgasını vurduğunu söylediği konuşmasında Nalbantoğlu iş dünyasına şu mesajları verdi: “2000’lerin başında yaşanan dot.com balonunda teknoloji altyapısı yetersizdi; bugün gelinen bulut teknolojisindeki olgunluk düzeyi ise artık yüzbinlerce bilgisayarı sanki tek bir makineymiş gibi yönetilebilen yapılara dönüştürdü. Öncelikle bulut mimarisini ve bu mimarinin sunduğu faydaları çok iyi anlayıp, hızla harekete geçmelisiniz. Pazarın sesini duymak için, bulut hizmetleri ile başlayan bu dönüşüm dalgasına geçiş yapmak, hepinizin bir numaralı önceliği olmalı. Çünkü dijital ekonomi düzeninde rekabet, bulut üzerinde farklılaşmaktan geçecek.”
Mehmet Nalbantoğlu; KoçSistem’in, dijital ekonomide var olmak isteyen şirketlerin, BT ihtiyaçlarına uçtan uca yanıt veren stratejik iş ortağı olarak konumlandığını belirtti ve şunları söyledi: “KoçSistem olarak Türkiye’nin ilk bulut bilişim hizmet modeline uygun veri merkezini 2010’da faaliyete geçirdik. Veri merkezimizde bulut bilişim konusunda dünyanın önde gelen şirketleri ile işbirliği yapıyoruz. Kendi bulutunu kurmak isteyen müşterilerimize de aynı anlayışla hizmet veriyoruz. Gururla söylemeliyim ki, KoçSistem, kurumsal bulut pazarının lider oyuncuları arasında yer alarak küresel markalarla rekabet ediyor. Türkiye’nin en büyük 500 şirketi içindeki neredeyse 200 şirketin BT alt yapılarını yönetiyor, onların dijital ekonominin gücünden faydalanabilmelerini sağlıyoruz.”
Dijital dünyanın etkili isimleri arasında gösterilen Jeff Bullas etkinliğin ilk konuşmacısı oldu. Konvansiyonel ekonomi ile dijital ekonomiyi bir arada değerlendiren konuşmasında Bullas, cep telefonu, internet, sosyal ağlar ve online alışverişi, son 30 yılda teknoloji arenasında yaşanan en önemli dört gelişme olarak nitelendirdi. Bullas beklenmeyen, öngörülmeyen ve önemli olaylara sebep olan gelişmelere “Siyah Kuğu” benzetmesini yaparak konuşmasını şu sözleri ile sürdürdü: “Dijital ekonomiyi tetikleyen üç siyah kuğu vardır. Bunlar kişisel bilgisayarlar, internet ve sosyal ağlardır. Teknoloji sihir yaratıyor ve hayatımızı değiştiriyor, diğer taraftan doğru kullanılmadığında yıkım da yaratıyor. Bu gelişmelere adapte olmaz, lokalde kalır küresele açılmazsanız ve yenilikçi olup kendinizi geliştirmezseniz yok olup gidersiniz.”
“Dijital ekonomi iş yapma biçimlerini değiştirdi” diyen Jeff Bullas, şirketlerin sahip olduğu dijital varlıklara gerekli yatırımı yapıp birbiri ile bağlantılı bir ağ yaratmalarının şart olduğunu söyledi. Bullas, dijitaldeki yükselişi şu bilgiler ışığında anlattı: “İnternete 90 günde 200 milyar reklam yüklendi. TV 13 yılda 50 milyon kullanıcıya ulaşırken, Facebook sadece bir yılda 200 milyon kullanıcı ekledi. Bir günde 1.5 milyar içerik yaratıyor, 200 milyon tweet atıyor ve 2 milyon video ekliyoruz. Peki, bu hareketli dünyayı nasıl kontrol edeceksiniz, rekabette geri kalmamak için öncelikle buna karar vermeniz ve dijital varlıklarınıza yatırım yapmanız şart.”
Dijital dünyada içeriğin kısa ama ilgi çekici olması gerektiğini, asıl önemli olanın görsellik olduğunu söyleyen Bullas; “Bunun en çarpıcı ispatı Instagram’dır. Bir yıl önce sadece bir iPhone aplikasyonu olarak bilinen Instagram, milyar dolarlık bir şirket olmayı başardı.”
“2020 yılına kadar tüm perakende işlemlerin yüzde 20’sinin internetten yapılması bekleniyor” diyen Bullas, online mağazacılığın yükselişine dikkat çekti ve bu konuda önem verilmesi gereken konunun tüketicide güven yaratmak olduğunu söyledi. Mobilitenin yükselişine de dikkat çeken Bullas, bu konuda şu bilgileri verdi: “Günümüzde 6 milyar insan cep telefonu kullanıyor. Bunun 1.2 milyarı akıllı telefona sahip. Son bir yılda 489 milyon adet akıllı telefon satıldı. Bir gün 6 milyar telefonun tamamı akıllı olacak.”
KoçSistem Dijital Ekonomi Gecesi’nin son konuşmasını iş dünyasında inovasyon süreçleri uzmanı olarak tanınan Hari Nair yaptı. Pazarların inovasyon ve teknoloji konusundaki ihtiyaçlarını belirlemek ve o pazarlara göre stratejiler geliştirmek gibi görevlerde bulunan Nair konuşmasına; “Yenilik birkaç şeyin kesişim noktasıdır. Mesela Apple‘da sanat ve mühendislik kesişmiştir” sözleri ile başladı. Nair, İstanbul’un dünyanın kesişim noktasında bulunan tek şehir ve gelecek yüzyılda yeniliğe kucak açacak en ideal merkez olarak büyük bir potansiyele sahip olduğunu söyledi.
Yeniliğe ve onunla birlikte gelen dönüşüme ayak uyduramayan şirketlerin kaçınılmaz bir yıkım ile karşı karşıya kalacağını konuşması boyunca vurgulayan Hari Nair, “Yenilikçi ürün yaratabilmek için öncelikle bir işi çözmeniz, bir ihtiyaca yanıt vermeniz gerekiyor. Ama önemli olan o ürünün ihtiyaca fark yaratarak yanıt vermesidir” dedi. Yenilikçilikte sürdürülebilirliğe değinen Nair şu örneği verdi: “1948 yılında Polaroid fotoğrafların anlık paylaşımını sağlarken kendini geliştiremedi ve 2002’de iflas etti. Bugün, sadece bir yılda milyar dolar mertebesine ulaşan bir şirket olan Instagram’ın kuruluş amacı da fotoğrafların anlık paylaşımıdır. Instagram, teknolojiyi kucaklayarak, fark yaratan bir uygulamayı hayata geçirerek başarı sağlamıştır.”
Hari Nair konuşmasını şu sözleri ile tamamladı: “İnovasyonda en önemli kıstaslardan biri fırsatları değerlendirerek yapılmamış olanı yapmak, tüketicisi olmayan bir pazara odaklanmaktır. Ama bu konuda ihtiyaçları çok iyi analiz etmek gerekir. Diğer önerim ise, sistematik olarak yenilik yaratmak olacaktır. Önemli olan sadece bir ürün yaratmak değil, onunla bağlantılı bir sistem yaratmaktır. Apple buna güzel bir örnektir. Son önerim ise yenilikte başarısız olmaktan korkmamanız olacaktır. Çünkü başarısızlıkta, başarıdan öğrendiğinizden daha çok şeyi öğrenirsiniz. Bunu da ufak çaplı denemelerle yapın. Yani bir fikriniz varsa test edin, başarılıysa uygulayın.”