Sürdürülebilirlik ve siber güvenlik, günümüzde iş dünyası ve teknoloji alanında giderek daha fazla önem kazanan iki kritik konu. Sürdürülebilirlik, kaynakların sürdürülebilir bir şekilde kullanılması ve çevresel etkilerin azaltılması hedefini taşırken, siber güvenlik ise bilgi ve iletişim teknolojilerinin güvenliğini ve bütünlüğünü sağlamayı amaçlıyor. Aslında, bu iki kavramın birbirleriyle güçlü bir ilişkisi var, gelin sürdürülebilirlik ve siber güvenlik arasındaki ilişkiyi keşfedelim.
Sürdürülebilirlik ve siber güvenlik, temelde benzer amaçlara hizmet ediyorlar; her ikisi de geleceğin güvenli, sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devam etmesini sağlamayı hedefliyor. Sürdürülebilirlik, kaynakları verimli kullanarak çevresel etkileri minimize etmek ve gelecek nesillere sağlıklı bir dünya bırakmak için çalışırken, siber güvenlik, bilgi teknolojilerinin güvenli ve güvenilir bir şekilde kullanılmasını sağlayarak dijital dünyanın güvenliğini temin etmeye çalışır.
Sürdürülebilirlik çabaları, çevresel etkileri azaltmak ve kaynakları verimli kullanmak için teknoloji ve dijital sistemlerle yakından ilişkili olmak zorunda ve sürdürülebilik hedeflerine ulaşmak için teknoloji ve dijital sistemlerin kullanımı kaçınılmaz. Ancak, bu durum aynı zamanda siber güvenlik tehditlerini de beraberinde getiriyor. Siber saldırılar ve veri ihlalleri, tüm işlerimizi olduğu gibi sürdürülebilirlik projelerini de olumsuz etkileme potansiyeline sahip maalesef. Örneğin, bir enerji şebekesi saldırıya uğrarsa, sürdürülebilir enerji sağlanması ve kaynakların verimli kullanılması engellenebilir ki bu yine en basit ve iyimser senaryo diyebiliriz. Konu aslında çok çok daha büyük krizlere sebep olabilecek noktalara gelebilir. Bu nedenle, sürdürülebilirlik projelerinde siber güvenliğin göz ardı edilmemesi çok ama çok önemli.
Sürdürülebilirlik çalışmaları için gereken teknolojilerin güvenliği ve bütünlüğünün sağlanması, veri güvenliği, ağ güvenliği ve cihaz güvenliği gibi alanlarda alınacak önlemler, sürdürülebilirlik projelerinin etkinliğini ve güvenilirliğini artıracak olan en önemli faktörlerdir diyebiliriz.
Sürdürülebilirlik ve siber güvenlik arasında yaratılacak sinerji, bu alandaki projeler için kritik bir başarı faktörüdür. Konuyu iki taraflı olarak ele almak ise fark yaratacak bir yaklaşım olacaktır: sürdürülebilirlik projeleri, siber güvenlik önlemlerini benimseyip uygularken, aynı şekilde, siber güvenlik çabaları da sürdürülebilirlik ilkelerine uygun olmalıdır. Örneğin, enerji sektöründe sürdürülebilir enerji projelerinin uygulanması, enerji şebekelerinin siber saldırılara karşı güvenliğini sağlamayı gerektirir. Böylece, sürdürülebilirlik ve siber güvenlik birbirini tamamlayan unsurlar haline gelir.
Sonuç olarak, sürdürülebilirlik ve siber güvenlik, geleceğin güvenli, sağlıklı ve sürdürülebilir olması için birlikte çalışması gereken iki önemli kavram. Bu iki kavram arasındaki sinerjiyi sağlamak için iş birliği, bilinçlendirme ve uygun politikaların oluşturulması gerekiyor. Geleceğimizinn daha güvenli ve sürdürülebilir olmasını sağlamanın yolu ise sürdürülebilirlik ve siber güvenlik uygulamalarını el ele, sinerji içinde oluşturmayı başarmaktan geçiyor.
Bizler de KoçSistem olarak, tam da bu hedefle, her geçen gün düşünülmemişi düşünerek hareket ediyor ve siber güvenlik riskini yönetirken çıtayı yükseltiyoruz. Siber güvenlik alanında sağladığımız hizmetlerimiz ile her zaman sektörün öncüsü olmak ve sürdürülebilir bir geleceğe katkı sunmak konusunda gece gündüz ekiplerimiz ile yoğun olarak çalışıyoruz.
Türkiye'nin en büyük siber güvenlik ürün portföyü olan KoçSistem Siber Güvenlik ürün ve hizmet portföyümüzü, gelişen yeni siber ataklar ve teknolojiye paralel olarak, müşterilerimizin sürdürülebilirlik ihtiyaçlarını da göz önünde bulundurarak konumlandırıyoruz.